23 Kasım 2015 Pazartesi

Tekinsiz ve Perili Evler


Gıcırdayan ahşap sesleri, ürkütücü görünümleri ve bilinmeyen geçmişleriyle, yaşamışların anıları kadar biz fanilerin korkulu düşlerine de kaynaklık eden ahşap evler vardır. Bazısı taş evdir, bazısı kaledir, kuledir, camiidir, zindandır, kilisedir, mahzendir, samanlıktır. Ama hepsinin girebileceği yegane kategori tekin olmadıkları yönündeki rivayetler ve halk arasında korkulu yerler olarak nam salmış olmalarıdır.

Perili ve Tekinsiz Evler denilen bu yerler henüz tam olarak incelenmemiş olsalar da ülkemiz de pek çok örnekleri bulunmaktadır. Kayboluyormuş gibi gösterilen Bakırköy’deki meşhur perili köşk, geceleri çığlık seslerinin geldiğine inanılan Molla Zeyrek Camisi’nin yanındaki park, Yusuf Ziya Paşa köşkü, Büyükada’daki Alman Generalin Evi adı verilen bina gibi mekanlar hakındaki söylentiler büyür ve bazen şehir efsanelerini oluşturur. bahsedildiği duyulmuştur.

12226938_1104120169605970_1868323484781631909_n (1)
Perili Evler inancı her ne kadar Osmanlı döneminin bir yansıması olarak görülse de temeline inildiğinde İslamiyet Öncesi Türk Destanları’na kadar uzanmaktadır. Eski Türkler doğa şekillerinden cisimlere pek çok şeyin birer ruh taşıdığına inanıyordu.
Tabiat unsurlarına canlı varlık gözüyle bakarlar ve onların iyi veya kötü tarafa meylettiklerine inanırlardı. Eski Türkler doğada var olan bu ruhlara genel olarak yer-su adını verirlerdi.Yine bu doğanın içindeki gizli ruhlara İzi/İye adını verirlerdi.Perili evler ve tekinsiz yerler inancı ise bu inanışa bağlı olarak Ev İyesi inancının bir yansımasıdır. Ev İyeleri hayvan şeklinde de görülebilirler. Özellikle “evin yılanı” adıyla anılacak şekliyle bahsi geçen anlatmalar söz konusudur. Olağanüstü özellikleri daha eski dönemlerde tanrısal düzeyde iken günümüze yaklaştıkça hayalet şeklinde anılır olmuşlardır.

Evlerde sesler duyulması ve eşyaların hareket etmesi inanışlar içerisinde oldukça yoğun bir şekilde bahsedilmektedir. İstanbul’dan ,Erzurum’a Halk bu gibi yerlere tekin değil diyerek buradaki varlıklardan uzak durulmadığı takdirde bir zarar göreceklerine inanmaktadır. Bu inanışla ilgili olarak Anadolu’da bu tür olaylarla ilgili olarak bu varlıklar evin piri, evin sahibi, evin bekçisi gibi isimlerle anılmaktadır.

Memorat kavramıyla ilgili olarak ve bu tür deneyimleri daha geniş bir şekilde incelediği için Özkul Çobanoğlu’nun bu konuyla ilgili yaptığı çalışması kesinlikle başvurulması gereken en önemli araştırmalardan biridir.
12274441_1101550853196235_4968072549034786185_n
Olay çeşitliliği ve perili ev inançlarıyla doğrudan ilgili olması açısından görülmelidir. İnancın temelinden ve günümüze olan yansımasından sonra perili evler ile ilgili inancın görülme şekilleri ve olaylara değinebiliriz. Aktardığım olaylar kısmen benim kendi duyduklarım olduğu için ve kimden duyduğum o zamanlarda kayıt altına alınmadığı için ilk söyleyeni unutulmuştur ama örnek olay olması açısından sırası geldikçe burada değineceğim.
Nasıl ki doğaüstü varlıklar arasında üç tip sınıflandırma söz konusuysa bu inanç kendi içerisinde çeşitli alt kategorilere ayrılmaktadır. Bunlar şunlardır;
1.Hakkında söylenti olan ama içerisinde doğaüstü memoratlara dair bir yaşanmışlık bulunmayan evler,
  1. Hakkında söylenti olan ve içerisinde doğaüstü memoratlara dair pek çok olay anısı barındıran evler.
  2. Eskiden kilise mahzeni, mezarlık, çöplük, bataklık, kuyu gibi normal şartlarda halkın doğaüstü varlıkların yaşadığı yerler olduğuna inandığı yerlerin üstüne yapılmış ev, arazi, park türü yerlerle ilgili olanlar.
  3. Eski savaş alanları, toplu mezar bölgeleri, tabya yıkıntılarının olduğu yere yapılan evlerle ilgili anlatılan öykülere konu olan evler.
  4. Altında yatır, evliya türbesi bulunduğuna dair hikayeler anlatılan yerler.
  5. Daha önce içinde birisinin öldürüldüğü veya intihar ettiği otel odaları, apartman daireleri veya o evin belli bölgeleri ile ilgili olan yerler.
  6. Sahibinin öldükten sonra orada halen varlığını sürdürdüğüne inanıldığı yerler.
  7. Belli bir büyünün tesiri altında olduğuna inanılan yerler.
Bu kategorilere ve olay açıklamalarına değinmek gerekirse;
1.Hakkında söylenti olan ama içerisinde doğaüstü memoratlara dair bir yaşanmışlık bulunmayan evler:
Bu tür yerler genellikle eski ve ürkütücü yerler olması açısından, görüntüsü ve toplumun söylentileri nedeniyle adı perili köşke çıkmış yerlerdir. Yukarıda bahsettiğim Bakırköy’deki perili köşk buna örnektir. Rüzgarın gıcırtıları ve anlık göz yanılmaları bu tür evlerin tekinsiz olmalarıyla şöhret salmışlardır. Ama hiçbir doğaüstü memorata konu olmamışlardır halkın sözlerinde, söylentilerinde varlık gösterirler.
12182518_1096863330331654_2588718587714320312_o
2.Hakkında söylenti olan ve içerisinde doğaüstü memoratlara dair pek çok olay anısı barındıran evler:
Gerçek manada perili evler bu kategoriye girer. İster içinde daha önce yaşamış insanların görüntüleri olsun, ister poltergeist olaylarının yaşandığı yerler olsun, ister doğaüstü varlıkların mesken tuttuğuna inanıldığı yerler olsun bu kategoriye girer. Evlerin bazı bölümleri özellikle mimlidir, en çok memorat orada yaşanmıştır. Hakkında çok çeşitli söylentiler olsada enteresan nokta bu tür yerlerin geçmişlerinde büyük acıların, üzüntülerin yaşanmış olmasıdır.
12227795_1102041116480542_3941723066426556290_n

Yazının devamını web sitemizden okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder